Kırgızistan'dan notlar
Sizlere bu yazımda son seyahat yerim olan,günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olan Kırgızistan'dan bahsedeceğim.
Kırgızistanın denize kıyısı yoktur.Kuzeyde Kazakistan,batıda Özbekistan,güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti'dir.
Kırgız ismi 'kırk uz' yani 'kırk boy' anlamına gelmektedir ve kırgız bayrağındaki kırk kollu güneş de bu kırk boyu temsil eder.Tanrı Dağları ülkenin %65ini kaplar bu yüzden de 'Orta Asya'nın İsviçre'si 'olarak adlandırılır.
Başkenti Bişkek'dir.
Kırgızca ülkenin resmi dilidir.Bunun yanında Rusça da resmi konuma sahiptir.20.yüzyıla kadar Arap alfabesi kullanılarak yazılan Kırgızca 1928'de Latin alfabesini,1948'de ise Kiril alfabesini kullanmaya başlamıştır.
Kişisel notlarım:
Ülkedeki insanlar Türkçe'yi rahatlıkla anlayıp kendilerine has bir aksanla konuşabilmekteler.Para birimi Som olan ülkenin çeşitli yerlerinde Türk Lirası ve Doların da geçtiğini biliyoruz.
Ülke iklim bakımından ani sıcaklık geçişlerine sahip oluşu sebebiyle hava durumu birden değişebiliyor.Üzerinize kalın birşeyler almadan bu mevsimde aman dışarı çıkmayın derim.
Kahvaltımızı 1+1 ev tadındaki kocaman odalara sahip Vefa Otelin terasında yaptıktan sonra haftanın her günü açık olan semt pazarını gezmeye yola koyulduk.Orada bolca şeker,baharat ve kuruyemişe rastladık.Kuruyemişler oldukça tazeydi.Pazardaki satıcılar da sıcakkanlı şekilde yaklaştılar genelde.Öğle yemeğimizi Halil İbrahim isimli restoranda yedik.'Şaşlık' denilen kırmızı et,yanında pilav,havuç salatası,lahana ve tereyağlı pidelerle oldukça doyurucu bir öğündü.Afiyetle yedik.Et konusunda başarılılar cidden.
Şimdilik bu kadar.
Sevgiler öpücükler.

Kırgızistanın denize kıyısı yoktur.Kuzeyde Kazakistan,batıda Özbekistan,güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti'dir.
Kırgız ismi 'kırk uz' yani 'kırk boy' anlamına gelmektedir ve kırgız bayrağındaki kırk kollu güneş de bu kırk boyu temsil eder.Tanrı Dağları ülkenin %65ini kaplar bu yüzden de 'Orta Asya'nın İsviçre'si 'olarak adlandırılır.
Başkenti Bişkek'dir.
Kırgızca ülkenin resmi dilidir.Bunun yanında Rusça da resmi konuma sahiptir.20.yüzyıla kadar Arap alfabesi kullanılarak yazılan Kırgızca 1928'de Latin alfabesini,1948'de ise Kiril alfabesini kullanmaya başlamıştır.
Kişisel notlarım:
Ülkedeki insanlar Türkçe'yi rahatlıkla anlayıp kendilerine has bir aksanla konuşabilmekteler.Para birimi Som olan ülkenin çeşitli yerlerinde Türk Lirası ve Doların da geçtiğini biliyoruz.
Ülke iklim bakımından ani sıcaklık geçişlerine sahip oluşu sebebiyle hava durumu birden değişebiliyor.Üzerinize kalın birşeyler almadan bu mevsimde aman dışarı çıkmayın derim.
Kahvaltımızı 1+1 ev tadındaki kocaman odalara sahip Vefa Otelin terasında yaptıktan sonra haftanın her günü açık olan semt pazarını gezmeye yola koyulduk.Orada bolca şeker,baharat ve kuruyemişe rastladık.Kuruyemişler oldukça tazeydi.Pazardaki satıcılar da sıcakkanlı şekilde yaklaştılar genelde.Öğle yemeğimizi Halil İbrahim isimli restoranda yedik.'Şaşlık' denilen kırmızı et,yanında pilav,havuç salatası,lahana ve tereyağlı pidelerle oldukça doyurucu bir öğündü.Afiyetle yedik.Et konusunda başarılılar cidden.
Şimdilik bu kadar.
Sevgiler öpücükler.

Etiketler: aksan, asya, bayrak, kırgızistan, oda, som, tanrı dağları,
8 Eylül 2015 Salı
Milano'da neler yapılmalı
Milano,İtalya'nın ikinci büyük şehri.Modanın ve İtalyan futbolunun da başkenti olarak ismi sıklıkla anılan Milano,aynı zamanda Avrupa transit ulaşımın,yemeğin,şarabın,tasarım endüstrisinin temelini oluşturan bir şehir.Oldukça merkezi konumu sayesinde transit ulaşım ağının merkezini oluşturan şehir bu sebeple iş seyahatine gelen turistlerle adından sıkça söz ettiriyor.
Gezilecek yerler:
Duomo
Dünyanın en etkileyici gotik katedrallerinden biri.İçerisinde fotoğraf çekmek isterseniz 2Euro'ya bir bileklik satın alıp girmeniz gerekiyor.Dilerseniz tepesine çıkıp meydanın manzarasını seyredebilirsiniz.(Merdiven 7Euro,asansörse 12Euro)
Santa Maria delle Grazie Basillica
Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan bazilika,rönesans dönemi mimarisi yansıtmakta.Bu bazilikanın en önemli özelliği Leonardo da Vinci'nin kimilerine göre başyapıtı sayılan 'Son Yemek' tablosunun bulunması.(Görebilmek için aylar önce rezervasyon yaptırmış olmak gerekiyor fakat her sabah 08:30'da rezervasyon yaptırıp gelmeyenlerin biletleri de satılıyor)
Galeria Vittorio Emanuele
Duomo'nun hemen yakınında bulunan dünyanın ilk alışveriş merkezi.Bildiğimiz alışveriş merkezleri gibi değil tabi çiçek pasajına benzeyen bir yapısı var.Cam tavan ve mozaik tabanıyla hoş bir mimariye sahip.Büyük ve pahalı butik mağazaların birçoğunu bulmanız mümkün(Louis Vuitton,Prada gibi)
Pinacoteca di Brera
İtalyan sanatının önemli eserlerini barındıran galeri,görülmesi gereken yerler listesine rahatlıkla alınabilir.(Giriş 10Euro).Aynı zamanda Brera bölgesi şehrin trend ve bohem bölgelerinden biri.
Castello Sforjesco
Duomo'dan sonra şehrin en önemli mimari yapısı olan bu kale,tarih boyunca yönetici sınıfının yaşadığı yer olmuş.
La Scala Opera Evi
Dünyanın en ünlü opera salonlarından biri.Oldukça görkemli bir büyüklüğe sahip.Sergilenecek performansa göre uygun fiyatlı biletler bulmak mümkün.
NOTLAR;
Prada'nın ilk mağazası burada açılmış,ilgililere.
Como gölü Avrupanın en güzel göllerinden biri,Milano'ya yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta.Kesinlikle görmelisiniz.
Bir iki günlük bir gezi için ideal Milano,daha uzunu sizi sıkabilir derim ben.
İtalyanları şık giyimleri,kemik çerçeveli modern gözlükleri,hoş imajları ve özgüvenlerinden dolayı daima sevmişimdir.Nazik insanlardır kendileri.İtalyanca'ya olan sempatim onlarla her karşılaşmamda daha da artmıştır.Daha da iyi öğrenmek gerek.
Sevgiler.
Stay with your luggage.
Gezilecek yerler:
Duomo
Dünyanın en etkileyici gotik katedrallerinden biri.İçerisinde fotoğraf çekmek isterseniz 2Euro'ya bir bileklik satın alıp girmeniz gerekiyor.Dilerseniz tepesine çıkıp meydanın manzarasını seyredebilirsiniz.(Merdiven 7Euro,asansörse 12Euro)
Santa Maria delle Grazie Basillica
Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan bazilika,rönesans dönemi mimarisi yansıtmakta.Bu bazilikanın en önemli özelliği Leonardo da Vinci'nin kimilerine göre başyapıtı sayılan 'Son Yemek' tablosunun bulunması.(Görebilmek için aylar önce rezervasyon yaptırmış olmak gerekiyor fakat her sabah 08:30'da rezervasyon yaptırıp gelmeyenlerin biletleri de satılıyor)
Galeria Vittorio Emanuele
Duomo'nun hemen yakınında bulunan dünyanın ilk alışveriş merkezi.Bildiğimiz alışveriş merkezleri gibi değil tabi çiçek pasajına benzeyen bir yapısı var.Cam tavan ve mozaik tabanıyla hoş bir mimariye sahip.Büyük ve pahalı butik mağazaların birçoğunu bulmanız mümkün(Louis Vuitton,Prada gibi)
Pinacoteca di Brera
İtalyan sanatının önemli eserlerini barındıran galeri,görülmesi gereken yerler listesine rahatlıkla alınabilir.(Giriş 10Euro).Aynı zamanda Brera bölgesi şehrin trend ve bohem bölgelerinden biri.
Castello Sforjesco
Duomo'dan sonra şehrin en önemli mimari yapısı olan bu kale,tarih boyunca yönetici sınıfının yaşadığı yer olmuş.
La Scala Opera Evi
Dünyanın en ünlü opera salonlarından biri.Oldukça görkemli bir büyüklüğe sahip.Sergilenecek performansa göre uygun fiyatlı biletler bulmak mümkün.
NOTLAR;
Prada'nın ilk mağazası burada açılmış,ilgililere.
Como gölü Avrupanın en güzel göllerinden biri,Milano'ya yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta.Kesinlikle görmelisiniz.
Bir iki günlük bir gezi için ideal Milano,daha uzunu sizi sıkabilir derim ben.
İtalyanları şık giyimleri,kemik çerçeveli modern gözlükleri,hoş imajları ve özgüvenlerinden dolayı daima sevmişimdir.Nazik insanlardır kendileri.İtalyanca'ya olan sempatim onlarla her karşılaşmamda daha da artmıştır.Daha da iyi öğrenmek gerek.
Sevgiler.
Stay with your luggage.
Etiketler: başkent, giyim, İtalya, İtalyan, merkez, Milano, moda, nereye gidilir, seyahat, şarap, ulaşı

5 Eylül 2015 Cumartesi
Almanya'ya neden gidilmeli
Almanya yabancı turistlerin ilgisini giderek daha fazla çeken bir ülke: Alman Turizm Merkezi’nin saptadığına göre 2009 yılında yabancı turistlerin Almanya’nın güneyinden kuzeyine (Alplerden Kuzey Denizi’ne) ziyaret ettikleri yerlerdeki geceleme sayısı 54,8 milyonu buldu. Bu rakamla Almanya, ekonomik krize rağmen turizmindeki yüksek düzeyini ve pazar payını koruyabildi, hatta artırabildi. Berlin, Münih, Frankfurt am Main ve Köln yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdikleri kentler. Özellikle de iş seyahati yapanlar Almanya’nın turistik değerini yüksek görüyor. Dünyadaki tüm iş seyahatleri içinde yüzde on birlik payla Almanya iş turizmi alanında birinci sırada.
Berlin’deki geceleme sayıları da yıllardan beri yükselişte: 2009 yılında bu sayı bir milyondan fazla artarak 19 milyona çıktı. Yurtdışından gelenlerin büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinden, ABD’den ve Asya’dan. Yabancı turist çekme konusunda önde gelen eyaletler ise Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya ve Baden-Württemberg.
Berlin’deki geceleme sayıları da yıllardan beri yükselişte: 2009 yılında bu sayı bir milyondan fazla artarak 19 milyona çıktı. Yurtdışından gelenlerin büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinden, ABD’den ve Asya’dan. Yabancı turist çekme konusunda önde gelen eyaletler ise Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya ve Baden-Württemberg.
Tatillerini Almanya’da geçirenleri kendine çeken şeyler arasında kültür tarihi bakımından önem taşıyan yerlerin yanı sıra, yüksek beklentilere hitap eden konser dizileri, sanat sergileri ve tiyatro oyunları ile uluslararası çaptaki büyük spor olayları, sokak şenlikleri veya cıvıl cıvıl noel panayırları var. Almanya’da şenlik ve eğlenceye düşkünlük yaygındır ve çok sık kutlamalar yapılır. Ve bazı halk şenlikleri bulunuyor.(Noelde orada olma şansı yakalamıştım ki gerçekten alıştığımızın dışında bir coşkuyla karşıladıklarını gördüm noeli.Ellerinde sıcak şarapları,sokaklar gece yarıları rengarenk el yapımı noel süsleriyle bezeli tam bir cümbüştü.Eğer noeli yurtdışında görmek isterseniz bu kesinlikle böyle bir Avrupa ülkesi olmalı derim.)
Yabancı turistler Almanya’nın daha çok büyük kentlerine ilgi gösterirken Almanlar kendi ülkelerinde daha çok küçük kentlere ve kırsal kesimlere seyahat ediyorlar: Almanların en sevdiği turistik bölgeler arasında Kuzey ve Baltık Denizi kıyıları, Schwarzwald ve Bodensee yer alıyor.(İçgüdüler de bizi yönlendiriyor olmalı.Almanlar daha yalın,sade olan kırsalları seçmişler.Bizler ne yazıkki şehre biraz fazla alışmadık mı sizce de?) Almanya, sayıları 14’i bulan milli parklarıyla, 101 doğa parkıyla ve kuzeydeki Watten Denizi’nden güneydeki Alpler’e kadar uzanan coğrafyada özel koruma altındaki 15 biyosfer koruma alanıyla azımsanmayacak bir ekoloji bölgesi. Ama sahiller, göller, orta ve yukarı dağlık bölgeler de, aktif tatili sevenlerin gözünde giderek daha fazla önem kazanıyor.
Olanaklar sınırsız: Almanya’yı dolaşan dokuz uzun mesafe trekking güzergahı (“Avrupa yürüyüş yolları”) bile tek başına düşünüldüğünde, 9700 kilometrelik toplam uzunluğa sahip. Belirlenmiş tüm yürüyüş yolları bir arada düşünüldüğünde 190.000 kilometrelik bir güzergah ağı ortaya çıkıyor. 50.000 kilometrelik bir güzergahta bisikletliler uzun mesafe güzergahları üzerinden Almanya’yı gezebilirler.
Bkz:http://www.tatsachen-ueber-deutschland.de/tr
Stay with lots of vacance
1 Eylül 2015 Salı
31 Ağustos 2015 Pazartesi
Hong Kong'dan ilginç kareler
![]() |
Teleferik yolunda karşılaştığımız harita |
![]() |
Yürürken gördüğümüz değişik Çince pankartlar |

Metro istasyonu girişi
Yollardan manzaralar
Teleferiğiniz standart mı olsun altı camdan mı olsun seçimi
Teleferiğin hattını taşıyan sistem ve teleferiğe giden kuyruk manzarası
Sonunda teleferikten çekilen bir manzara
Manzara şahane değil mi
Meşhur Buda heykelinin teleferikten görünüşü,yaklaşıyoruz
Buda heykeline yürürken gördüğümüz ağaç
Güzel bir uyarı levhası,ama bufalo nerde anlamadık:)
Buda heykeline kavuştuğumuz an,yüksek merdivenler ve en tepede buda.Saygılar.
Selamlar.
Gönderen Cansu Yılmaz zaman: 22:56 

Etiketler: Buda, Hong Kong, kare, resim
24 Ağustos 2015 Pazartesi
İtalyan mutfağında ne yenir ne içilir
İtalyan mutfağının büyük bir bölümünü peynir ve şarap oluşturur.Kahve ve özellikle de espresso ,İtalyan mutfağının en kıdemli üyelerindendir.
İtalyan yemekleri çok sayıda sebze,meyve,sos ve et yemeğini barındıran bir mutfaktır.İtalyanın kuzeyinde balık,patates,pirinç,mısır,domuz eti ve peynir çeşitleri en çok kullanılan malzemelerdir.Geleneksel orta İtalya mutfağında domates,at eti dışında her çeşit et,balık ve pecoroni* adı verilen bir tür peynir bolca kullanılır.Güney İtalya'da da taze veya sos olarak domates,biber,zeytin,zeytinyağı,sarımsak,ricotta*,patlıcan,ançüez*,sardalya,ton balıkları ve kapari *yüresel mutfağın temelini oluşturan malzemelerdir.
İtalyan mutfağının en çok bilinen ve sevilen yemeği ise çeşit çeşit makarnalardır.Şekillerine göre penne,maccheroni,spaghetti,linguine,fusilli ve lazanya, içlerine konan malzemeye göre ravioli ve tortellini olarak isimlendirilirler.
Makarna kuru veya taze olmak üzere iki şekilde üretilir.Yumurtasız yapılan kuru makarna gerekli şartlar sağlandığında iki yıla kadar dayanabilirken taze makarna buzdolabında en fazla birkaç gün dayanabilir.Makarna genellikle haşlanarak pişirilir.İtalyan makarnasının genel olarak 'al dante' denilen ısırmak için hafif sert kıvam anlamına gelen şekilde pişirilmesi beklenir.
Bkz:
*Pecoroni:Keçi sütünden üretilen orta-sert bir peynir türü.
*Ricotta:Tatlılarla ve yemek aralarında soslarla tüketilebilen yumuşak bir peynir türü.
*Ançüez:Hamsi,çaça,sardalya veya tirsi balıklarından yapılabilen ezme.
*Kapari:Gebreotu da denilen,yeşil salataları renklendirebilen oldukça faydalı bir bitki.
*Caoi:Merhaba/Güle güle(İtalyanca)
That's all.
Caoi!*
Stay with enjoyment.
googlec506c97e59395abc.html
İtalyan yemekleri çok sayıda sebze,meyve,sos ve et yemeğini barındıran bir mutfaktır.İtalyanın kuzeyinde balık,patates,pirinç,mısır,domuz eti ve peynir çeşitleri en çok kullanılan malzemelerdir.Geleneksel orta İtalya mutfağında domates,at eti dışında her çeşit et,balık ve pecoroni* adı verilen bir tür peynir bolca kullanılır.Güney İtalya'da da taze veya sos olarak domates,biber,zeytin,zeytinyağı,sarımsak,ricotta*,patlıcan,ançüez*,sardalya,ton balıkları ve kapari *yüresel mutfağın temelini oluşturan malzemelerdir.
İtalyan mutfağının en çok bilinen ve sevilen yemeği ise çeşit çeşit makarnalardır.Şekillerine göre penne,maccheroni,spaghetti,linguine,fusilli ve lazanya, içlerine konan malzemeye göre ravioli ve tortellini olarak isimlendirilirler.
Makarna kuru veya taze olmak üzere iki şekilde üretilir.Yumurtasız yapılan kuru makarna gerekli şartlar sağlandığında iki yıla kadar dayanabilirken taze makarna buzdolabında en fazla birkaç gün dayanabilir.Makarna genellikle haşlanarak pişirilir.İtalyan makarnasının genel olarak 'al dante' denilen ısırmak için hafif sert kıvam anlamına gelen şekilde pişirilmesi beklenir.
Bkz:
*Pecoroni:Keçi sütünden üretilen orta-sert bir peynir türü.
*Ricotta:Tatlılarla ve yemek aralarında soslarla tüketilebilen yumuşak bir peynir türü.
*Ançüez:Hamsi,çaça,sardalya veya tirsi balıklarından yapılabilen ezme.
*Kapari:Gebreotu da denilen,yeşil salataları renklendirebilen oldukça faydalı bir bitki.
*Caoi:Merhaba/Güle güle(İtalyanca)
That's all.
Caoi!*
Stay with enjoyment.
googlec506c97e59395abc.html
Gönderen Cansu Yılmaz zaman: 05:15 

23 Ağustos 2015 Pazar
Hindistan'da hayat ve kişisel gözlemlerim
Hindistan,22 resmi dilin,200'den fazla dil ve lehçenin bir arada olduğu,farklı inançların ve etnik birliklerin bir arada bulunduğu büyük bir kültür çeşitliliğini içinde barındıran ülkedir.
Hindistan'ın her bölgesinin kendine has müziği ve dansı vardır.Genel olarak bakıldığında klasik hint müziği,Hindustani ve Karnatik olarak ikiye ayrılır.
Hindistan'da film endüstrisi de oldukça gelişmiştir.Mumbai(Bombay)'deki en önemli prodüksüyon Hollywood'dan esinlenerek isimlendirilmiş ve Bollywood ismini almış olandır.
Hindistan tam bir çay cennetidir.Oldukça ünlü olan Darjeling bölgesinde yetiştirilen çayı süt ve şekerle tatlandırılarak içerler.Masala isimli çayları ise soğuk algınlığına birebirdir.Bu çay baharat karışımı ile hazırlanır(kakule,zencefil,tarçın,karabiber)
Esrar kullanımı Hindistan'da oldukça yaygındır.Bazı eyaletlerinde lisanslı olarak satışı yapılır.Kurabiye,çikolata,bangi lassi(bizdeki adıyla ayran) gibi gıdaların içine katılarak satılır.
Hindistan sahip olduğu yüzölçümüyle dünyada 7,nüfus olarak da 2.sıradadır.Ülke son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahiptir(İlki Çin ekonomisi).Dünyada ise 5. büyük ekonomiye sahiptir.Milli gelirinin yaklaşık yüzde 60'ı tarıma dayalıdır.
Kişisel gözlemlerim:
Oldukça fazla baharatı seven insanları sayesinde bir yemek restoranına gittiğinizde baştan aşağı baharat kokusuna burnunuzun alışması zaman alacaktır.
İnsanları bizim toplumumuzdan inançlar olarak farklılıklara sahip olmasından mıdır bilinmez biraz asabi gelmiştir hep bana.Aksini savunan varsa yeni fikirlere açığım.
Sevgilerle.
Stay with sunshine...
Hindistan'ın her bölgesinin kendine has müziği ve dansı vardır.Genel olarak bakıldığında klasik hint müziği,Hindustani ve Karnatik olarak ikiye ayrılır.
Hindistan'da film endüstrisi de oldukça gelişmiştir.Mumbai(Bombay)'deki en önemli prodüksüyon Hollywood'dan esinlenerek isimlendirilmiş ve Bollywood ismini almış olandır.
Hindistan tam bir çay cennetidir.Oldukça ünlü olan Darjeling bölgesinde yetiştirilen çayı süt ve şekerle tatlandırılarak içerler.Masala isimli çayları ise soğuk algınlığına birebirdir.Bu çay baharat karışımı ile hazırlanır(kakule,zencefil,tarçın,karabiber)
Esrar kullanımı Hindistan'da oldukça yaygındır.Bazı eyaletlerinde lisanslı olarak satışı yapılır.Kurabiye,çikolata,bangi lassi(bizdeki adıyla ayran) gibi gıdaların içine katılarak satılır.
Hindistan sahip olduğu yüzölçümüyle dünyada 7,nüfus olarak da 2.sıradadır.Ülke son yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahiptir(İlki Çin ekonomisi).Dünyada ise 5. büyük ekonomiye sahiptir.Milli gelirinin yaklaşık yüzde 60'ı tarıma dayalıdır.
Kişisel gözlemlerim:
Oldukça fazla baharatı seven insanları sayesinde bir yemek restoranına gittiğinizde baştan aşağı baharat kokusuna burnunuzun alışması zaman alacaktır.
İnsanları bizim toplumumuzdan inançlar olarak farklılıklara sahip olmasından mıdır bilinmez biraz asabi gelmiştir hep bana.Aksini savunan varsa yeni fikirlere açığım.
Sevgilerle.
Stay with sunshine...
Gönderen Cansu Yılmaz zaman: 06:17 

Etiketler: baharat, dans, fark, Hindistan, inanç, müzik
Rice
White rice is the most commanly eaten form.Rice is also used to produce beers,wines and vinegars.Rice is one of the most popular foods in China and is used in many dishes.
Noodles
Chimeneas noodles can be served hot or Cold with different toppings.
Vegetables
Some of Common vegetables used in Chinese cuisine include Chinese leaves,Dao-mieu(Chinese spinach),Bok choy(Chinese cabbage) and Chinese broccoli etc.
Herbs and seasonings
Spices and seasonings such as fresh ginger root,garlic,scallion,White pepper and sesame oil are used in many religional cuisines in China.
China is home to soy sauce,which is made from fermanted soy beans and wheat.
Tea
Some of types are Green tea,oolong tea,black tea,scented tea,White tea and compressed tea.
Öne of The most ubiquitous accessories in modern China,after A Wallet or purse and an umbrella,is A thermos with tea leaves in The top behind A strainer.
Stay with health
Referance:wikipedia
1.2 milyon kişilik nüfusuyla Zürih,İsviçre'nin en büyük şehridir.Genelde zannedilenin aksine Zürih,İsviçre'nin başkenti değildir.Bu onur Bern'e aittir.Şehir,içerisine Limnat nehrinin aktığı,Zürih Gölü'nün çevresine kurulmuştur.
Zürih,ülkenin finans merkezidir.Ulusal ve uluslararası birçok şirketin merkezine ev sahipliği yapar.
İsviçre'yi saran geniş tren ağının merkezi konumundadır.Ülkedeki en büyük ve en yoğun Havalimanı'na sahiptir.Bu nedenle de turistlerin uğrak merkezidir.
Her yerden Görülen dağ manzarası sebebiyle Zürih,'Alplerin Ana Kapısı' olarak da nitelendirilir ve kayak merkezi olarak da oldukça rağbet görür.
Şehir,uzun zamandır koruduğu temizliği ve düzeniyle ün yapmıştır.Bundan dolayı uzun zamandır dünya çapında en yüksek yaşam standartlarına sahip şehir ünvanını hiçbir yere kaptırmamaktadır.
Kişisel Yorumlarım:
Sokaklarında bolca bisikletli,yürüyüşçü insanı her saatte görebileceğiniz bu şehir,medeniyet dendiğinde aklımda ilk beliren ülkedir.İnsana saygının verilen değerin gözler önünde olması sebebiyle,insana kendini değerli hissettiren bir ülke.Yaşam düzenli,kurallar net( bu sebeple maddi yaptırımlar da kesin ve net,bu da herkesin hoşuna gitmeyebilir belki).Nerede yaşlanmak istersin deseler aklıma ilk gelen şehirlerdendir sevgili Zürih.Yolunuz düşerse Avrupa'ya,mutlaka en az bir kez alın derim havasını.
Kucak dolusu sevgiler.
Stay with energy.
Chinese cuisine
Rice
White rice is the most commanly eaten form.Rice is also used to produce beers,wines and vinegars.Rice is one of the most popular foods in China and is used in many dishes.
Noodles
Chimeneas noodles can be served hot or Cold with different toppings.
Vegetables
Some of Common vegetables used in Chinese cuisine include Chinese leaves,Dao-mieu(Chinese spinach),Bok choy(Chinese cabbage) and Chinese broccoli etc.
Herbs and seasonings
Spices and seasonings such as fresh ginger root,garlic,scallion,White pepper and sesame oil are used in many religional cuisines in China.
China is home to soy sauce,which is made from fermanted soy beans and wheat.
Tea
Some of types are Green tea,oolong tea,black tea,scented tea,White tea and compressed tea.
Öne of The most ubiquitous accessories in modern China,after A Wallet or purse and an umbrella,is A thermos with tea leaves in The top behind A strainer.
Stay with health
Referance:wikipedia
9 Temmuz 2015 Perşembe
Kusursuzluklar Şehri- Zürih ve gözlemlerim
1.2 milyon kişilik nüfusuyla Zürih,İsviçre'nin en büyük şehridir.Genelde zannedilenin aksine Zürih,İsviçre'nin başkenti değildir.Bu onur Bern'e aittir.Şehir,içerisine Limnat nehrinin aktığı,Zürih Gölü'nün çevresine kurulmuştur.
Zürih,ülkenin finans merkezidir.Ulusal ve uluslararası birçok şirketin merkezine ev sahipliği yapar.
İsviçre'yi saran geniş tren ağının merkezi konumundadır.Ülkedeki en büyük ve en yoğun Havalimanı'na sahiptir.Bu nedenle de turistlerin uğrak merkezidir.
Her yerden Görülen dağ manzarası sebebiyle Zürih,'Alplerin Ana Kapısı' olarak da nitelendirilir ve kayak merkezi olarak da oldukça rağbet görür.
Şehir,uzun zamandır koruduğu temizliği ve düzeniyle ün yapmıştır.Bundan dolayı uzun zamandır dünya çapında en yüksek yaşam standartlarına sahip şehir ünvanını hiçbir yere kaptırmamaktadır.
Kişisel Yorumlarım:
Sokaklarında bolca bisikletli,yürüyüşçü insanı her saatte görebileceğiniz bu şehir,medeniyet dendiğinde aklımda ilk beliren ülkedir.İnsana saygının verilen değerin gözler önünde olması sebebiyle,insana kendini değerli hissettiren bir ülke.Yaşam düzenli,kurallar net( bu sebeple maddi yaptırımlar da kesin ve net,bu da herkesin hoşuna gitmeyebilir belki).Nerede yaşlanmak istersin deseler aklıma ilk gelen şehirlerdendir sevgili Zürih.Yolunuz düşerse Avrupa'ya,mutlaka en az bir kez alın derim havasını.
Kucak dolusu sevgiler.
Stay with energy.
Etiketler: başkent, bisiklet, dağ, isviçre, şehir, turist, yaşam, zürih
6 Temmuz 2015 Pazartesi
*Konnichiwa:) /Japon kültürü ve geleneklerine bakış
Japonlar genelde selamlaşmak için ojigi(eğilerek yapılan Japon selamı) yaparlar.Ojigi dünyaca ünlü olması,selam verirken,teşekkür ederken,ayrılırken ve özür dilerken kullanılabilmesi açısından oldukça işlevseldir.
Japonlar arasında el sıkışarak selamlaşmak çok nadir görülür.Japonlar yabancılardan uzun ve geleneksel selamlar beklemediğinden hafif bir baş eğmek yeterli olacaktır.
Japonlar'da mutluluk ifade eden gülümseme ile sıkıntı veya Rahatsızlığı ifade eden gülümsemeyi birbirine karıştırmak çok kolaydır.Bir kişinin sinirlenip kendini kaybetmesi çocukça kabul edilir.Kendilerinin yüzde yüz haklı olduklarına inansalar bile karşısındaki Kişiyi sakinleştirmek için özür dilerler.
Japonlar sessiz iletişime karşı oldukça duyarlıdırlar.Bir şeyi açık olarak söylemek yerine usta ifadelerle karşısındakine aktarırlar.
Japonlar direk olarak hayır demekten nefret ederler.Bunun yerine:
Kangaete mimasu (Bu konuyu bir düşüneyim)
Zensho shimasu (Bu konuda ne yapabileceğime bakacağım)
Saa...Sore wa chotto (Hmm...Sanırım bu pek kolay olmayacak) şeklinde sözler kullanırlar.
Bu aslında nahoş durumlardan kaçınmak amacıyla yapılır,fakat her şeyi açık açık söylemeyi tercih eden Batılılar tarafından oldukça sıkıcı algılanan bir durumdur.
Eğer bir Japon yemeği yiyecekseniz büyük ihtimalle hashi(Çubuk) ile yiyeceksinizdir.Hashiler masada hashioki(Çubuk dayanağı) üzerine ve ucu sol tarafa gelecek şekilde yerleştirilirler.Hashiyi sağ eliniz ile alıp ucunu sol elinizin avucuna sabitledikten sonra tutma pozisyonuna geçilir.Hashi,kalın ucuna yakın yerinden tutulmalıdır.
Batıda yemek yerken ses çıkarmak görgüsüzlük kabul edilirken,Japonya'da noodle yerken höpürdetmek ayıp sayılmaz,aksine ne kadar höpürdetirseniz o kadar lezzetli olduğunu ifade eder.
Kişisel yorumum:Japonlar'ın birçok konuda asaleti su götürmez bir gerçek.Selamlaşırken,konuşurken hatta tartışırken bile mesafelerini koruyabilmeleri biz Batılılara güzel birer örnek Olmalı bence.Giyimleri ile de kendilerine oldukça özen gösterebilen bu millet,geleneksel toplum denilince anlaşılması gereken çizgiyi çok iyi ifade ediyor.
Şimdilik böyle...
Stay with respect.
*Yazımın isminde geçen sözcük:Konnichiwa, Japonca merhaba/son kısımdaki Sayonara ise hoşçakal demek.
Japonlar arasında el sıkışarak selamlaşmak çok nadir görülür.Japonlar yabancılardan uzun ve geleneksel selamlar beklemediğinden hafif bir baş eğmek yeterli olacaktır.
Japonlar'da mutluluk ifade eden gülümseme ile sıkıntı veya Rahatsızlığı ifade eden gülümsemeyi birbirine karıştırmak çok kolaydır.Bir kişinin sinirlenip kendini kaybetmesi çocukça kabul edilir.Kendilerinin yüzde yüz haklı olduklarına inansalar bile karşısındaki Kişiyi sakinleştirmek için özür dilerler.
Japonlar sessiz iletişime karşı oldukça duyarlıdırlar.Bir şeyi açık olarak söylemek yerine usta ifadelerle karşısındakine aktarırlar.
Japonlar direk olarak hayır demekten nefret ederler.Bunun yerine:
Kangaete mimasu (Bu konuyu bir düşüneyim)
Zensho shimasu (Bu konuda ne yapabileceğime bakacağım)
Saa...Sore wa chotto (Hmm...Sanırım bu pek kolay olmayacak) şeklinde sözler kullanırlar.
Bu aslında nahoş durumlardan kaçınmak amacıyla yapılır,fakat her şeyi açık açık söylemeyi tercih eden Batılılar tarafından oldukça sıkıcı algılanan bir durumdur.
Eğer bir Japon yemeği yiyecekseniz büyük ihtimalle hashi(Çubuk) ile yiyeceksinizdir.Hashiler masada hashioki(Çubuk dayanağı) üzerine ve ucu sol tarafa gelecek şekilde yerleştirilirler.Hashiyi sağ eliniz ile alıp ucunu sol elinizin avucuna sabitledikten sonra tutma pozisyonuna geçilir.Hashi,kalın ucuna yakın yerinden tutulmalıdır.
Batıda yemek yerken ses çıkarmak görgüsüzlük kabul edilirken,Japonya'da noodle yerken höpürdetmek ayıp sayılmaz,aksine ne kadar höpürdetirseniz o kadar lezzetli olduğunu ifade eder.
Kişisel yorumum:Japonlar'ın birçok konuda asaleti su götürmez bir gerçek.Selamlaşırken,konuşurken hatta tartışırken bile mesafelerini koruyabilmeleri biz Batılılara güzel birer örnek Olmalı bence.Giyimleri ile de kendilerine oldukça özen gösterebilen bu millet,geleneksel toplum denilince anlaşılması gereken çizgiyi çok iyi ifade ediyor.
Şimdilik böyle...
Stay with respect.
*Yazımın isminde geçen sözcük:Konnichiwa, Japonca merhaba/son kısımdaki Sayonara ise hoşçakal demek.
2 Temmuz 2015 Perşembe
Brezilya'dan esinti
Güney Amerika kıtasının neredeyse bütün merkez ve Kuzeydoğu kısmını kaplayan,200.000.000 nüfusu ile çeşitli kültürlere ev sahipliği yapan,dünyanın en büyük ülkelerinden birisidir Brezilya.Bu coğrafya ülkemizde çok fazla bilinmemekte.Sadece futbolu hakkında az çok bilgi sahibiyiz.İki ülke Arasında Coğrafi uzaklıktan dolayı sınırlı bir ilişki olsa da futbola olan aşkımız bizi bir araya getirip tanıştırdı.
Eski bir Portekiz sömürgesi olan ülkede Portekizce konuşulmaktadır(Dünya'nın en çok konuşulan 5.dili)
Brezilya bayrağı yeşil zemin (ülkedeki sık yağmur ormanlarını simgeler) üstüne yatay eşkenar dörtgen ve ortasına üzerinde yıldızlar görünen daire,onun da içerisinde 27adet yıldız(federal eyaletleri simgeleyen) bulunur.Dairenin içinde ordem e progresso(düzen ve ilerleme) yazısı bulunur.
Kişisel Yorumlarıma geleyim;
Brezilya denince önce insanın burnuna kahve kokusu geliyor değil mi.
Gelelim insanlarına. Görsel olarak bizden pek farklı değiller.Tensel renk farklılığı olmayan çoğunlukta,ilk bakışta Türk insanından ayırmak cidden zor.Güleryüzleri ve hayattan keyif alan tavırlarıyla Portekizliler sempatimi toplamayı hızla başardılar.
Gönül ister ülkenin kuzey ve güneyi arasında daha az gelir farkı olsun ve bu güzel insanlar daha da büyük bir keyifle Samba dansını Dünya'ya tanıtıp o kalçanın gensel uzantısını bize de biraz yollasınlar.
Şimdilik bu kadar.
Stay with happiness.
Eski bir Portekiz sömürgesi olan ülkede Portekizce konuşulmaktadır(Dünya'nın en çok konuşulan 5.dili)
Brezilya bayrağı yeşil zemin (ülkedeki sık yağmur ormanlarını simgeler) üstüne yatay eşkenar dörtgen ve ortasına üzerinde yıldızlar görünen daire,onun da içerisinde 27adet yıldız(federal eyaletleri simgeleyen) bulunur.Dairenin içinde ordem e progresso(düzen ve ilerleme) yazısı bulunur.
Kişisel Yorumlarıma geleyim;
Brezilya denince önce insanın burnuna kahve kokusu geliyor değil mi.
Gelelim insanlarına. Görsel olarak bizden pek farklı değiller.Tensel renk farklılığı olmayan çoğunlukta,ilk bakışta Türk insanından ayırmak cidden zor.Güleryüzleri ve hayattan keyif alan tavırlarıyla Portekizliler sempatimi toplamayı hızla başardılar.
Gönül ister ülkenin kuzey ve güneyi arasında daha az gelir farkı olsun ve bu güzel insanlar daha da büyük bir keyifle Samba dansını Dünya'ya tanıtıp o kalçanın gensel uzantısını bize de biraz yollasınlar.
Şimdilik bu kadar.
Stay with happiness.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder